3 Ocak 2014 Cuma

Bolluk Bereket Reiki Enerjisi

Eğitim Notları


Enerji Hakkında Genel Bilgi: Abundance/Prosperity Reiki 1 2004 Dünya Barış Gününde sunulacak yeni bir enerjidir. O, Bro David Paul chc ve Jane tarafından birlikte kurulmuştur. O, Jane’e verilen shrie sembolü ile 1998’de ilk kez dünyaya gelmiştir. Shrie hindu tanrıçası, refah tanrıçası Laksmi’yi çağıran tohum mantradır. Kasım 2003’te Bro David Paul chc, Jane tarafından enerji ile çalışmaya başlamak için davet edildi ve bu, verilen iki yeni sembol ile Laksya ve Artha rehberler tarafından enerjinin abundance/prosperity (bolluk/refah) reiki olarak yeniden adlandirilmasina yol açti. Ayrica hindu Tanrı Ganesha eril/dişil enerjiyi dengelemek için ilave edildi. Reiki’nin bu formu dünyada bolluğu ve refahı tezahür ettirmeye yardımcı olur...sadece materyal bolluğu değil, daha önemlisi spiritüel büyümeyi ve refah mantalitesini. Sükran duymak, kişinin yaşamında bolluğun ve refahın yeni hedeflerini tezahür ettirmede zihne yardımcı olan anahtardır.

Laksmi Formu Laksmi dört elli, tamamen açılmış bir lotus üzerinde oturan veya ayakta duran ve bir lotus goncası tutan, güzellik, saflık ve verimlilik/bereketlilik için duran, altın tenli güzel bir kadın olarak betimlenir. Onun dört eli insan yaşamının dört bitimini temsil eder. Dharma veya dürüstlük/erdem, Karma veya arzular, Artha veya zenginlik, ve Moksha veya doğum ve ölüm döngüsünden kurtulma. Altın paraların onun ellerinden aktığı görülüyor, bu ona tapınanların zenginlik kazandığını belirtiyor. O daima altın nakış işlenmiş kırmızı elbiseler giyer. Kırmızı aktiviteyi ve altın hatlar refahı simgeler. Laksmi, Vishnu’nun aktif enerjisidir ve ayrıca Vishnu’ya eşlik eden Laksmi Narayan olarak ortaya çıkar. Vishnu’nun karısı denizden gelen ve varlık ve zenginliğin tanrıçası olan güzel Laksmi’dir. Laksmi, son zamanlarda para tanrısı olarak isimlendirilmeye başlanmıştır. Lakşmi Yıldızı, bir kompleks yıldız figürüdür. Hinduizm'deki
sembollerden olan bu yıldız sembolü, tanrıça Lakşmi'nin Aşthalakşmi, sekiz formu veya "servet çeşitleri"ni temsil etmektedir. Ganesha Ganesha’nın figürü Hindistan’da çok bilinir. Fil yüz (Gaja vadana), yaba gibi kulaklar (Shoorpa Karna), iri göbek (Lam bodara), dört el (Chaturbhuja) bu ellerden üçü Pasha (bir ip), Ankusha ( bir ucu eğri silaha benzer bir mızrak) ve Modaka (tatlı tabağı gibi bir puding) taşır ve dördüncü el, hayranlarına yardım ve koruma sağlayan bir el hareketindedir, kırmızı tenli güzel bir beden o, bu şekilde resmedilmiştir. Ve o bir sıçanın üzerinde yolculuk eder. Parvati’nin, bedeninin dışındaki tozlu (kuru) tabaka ile Ganesha’yı yarattığına dair bir hikaye vardır. Ganesha festivali gününde topraktan bir idole (put) tapınılır. Bu bize onun dünyaya ilgisini hatırlatır. İdolün dört eli vardır. Bir sağ el bir Pasha (ip) tutar. Bu ilahi büyüklük ile bağışlanır. Bunun yardımıyla Ganesha hayranlarının zihinlerini çeker. Diğer el iyilik/nimet sunar. Bu, kendilerini Ganesha’nın merhametine bırakanların hiçbir şeyden korkmaya gerek duymadıklarını belirtir. Benzer şekilde, bir sol el bir Ankusha (mızrak) taşır. Bu Ganesha’nın cehaletimizi yıkacağını gösteren bir semboldür. Diğer sol el Modakalarla (tatlı) dolu bir kabı tutar. Bu, Ganesha’nın herkese neşe getirdiğini gösterir.

Işık Menderes’in Radikal’de yayınlanan yazısından alıntıdır: Aum Shri Ganeshaya Namah... Hakkındaki çeşitli efsanelerden birine göre hikâye şöyle başlar... Ölüm ve yıkım tanrısı Shiva'nın eşi, dişil prensibin simgesi Parvati, evrenin ve kozmik düzenin koruyucusu Vishnu'dan bir erkek çocuk bahşetmesini ister. Bunun için bir yıl boyunca oruç tutar.Süre tamamlandığında, aşk tanrısı Krishna müjdeli haberi verir: Doğacak çocuk bizzat kendisidir... Bu mutlu olay büyük bir coşkuyla kutlanır. Tanrılar, altın yatağında yatan, tatlı tatlı gülücükler saçan melek yüzlü bebeği görmeye geldiklerinde, Parvati garip bir şey fark eder. Güneş tanrısı Surya'nın oğlu Shani gözlerini yere dikmiş bir halde durmaktadır. Çocuğunun hayranlıkla seyredilmesini arzulayan gururlu anne bunun nedenini sorar. Shani, davete katılmadan önce kavga ettiği karısı tarafından lanetlendiğini, bakışlarının odaklandığı kişiye zarar verebileceğini, belki de öldürebileceğini söyler. Böyle bir lanetin tanrıları etkileyemeyeceğini düşünen Parvati kayıtsızca güler. Ve teklifinde ısrar eder... Shani'nin gözlerini doğrultmasıyla birlikte bebeğin başı uçup gider... Üzüntüden çılgına dönen Shiva ve Parvati'ye acıyan merhametli Vishnu, ilahi kartalı Garuda'ya binerek karşılaşacağı ilk canlının başını getirmek üzere yola düşer. Pushpa-Bhadra nehrinin kıyısında karşısına ilk çıkan, genç bir fil olacaktır... Vishnu'nun dönüşünde, bebeğin bedenine filin başı oturtulur. Tanrılar, yeniden hayata dönen çocuğu kutsayarak ona güç ve bereket ihsan ederler. Ganesha, mitolojideki yerini almaya hazırdır artık... Bir diğer efsane, annesi Parvati ile ilgilidir. Parvati, eşi Shiva meditasyon yapmak için evden çıktıktan sonra banyoya girer. Ganesha’dan da kapının önünde durmasını, içeri kimseyi almamasını bu sayede rahatça banyo yapabilmeyi ister. Ancak, Shiva ansızın geri döner. İçeri girmesine izin vermeyen oğlu Ganesha’ya kızar ve kafasını keser. Hatasını düzeltmek isteyen Shiva, Parvati’ye söz verir. Karşısına çıkan ilk şeyin kafasını kesecek ve Ganesha’nın kafasının yerine onun kafasını koyacaktır. Karşılarına ilk çıkan bir fil olur. Shiva, filin kafasını keser, Ganesha’nın boynuna oturtur ve böylece Ganesha fil kafalı bir insan olarak hayata döner. Hint panteonundaki tanrıların hepsi; isimsiz, şekilsiz ve tasvirsiz Yüce Gerçeğin (Supreme Reality), yani TEK olan Tanrı'nın değişik veçheleridir. Dört kollu, koca göbekli, bir dişi kırık fil başlı tanrının imajındaki her öğe; temsil ettiği vasıflar, sıfatlar ve unsurlar felsefi derinliğiyle insanı büyüleyecek niteliktedir. Sevgisi, sadakati, adanmışlığı ve sabrıyla engelleri yıkan; bereketin, güzel başlangıçların ve şansın efendisi Ganesha'nın kocaman başı, aklı; doğru ve yanlışın ayrımına varan bilgi ve irfanı simgeler. Her şeyi duyabilen kulakları, öğrenmek için iyi dinlemek gerektiğini, bilgiyi bu yolla kazanıp asimile edebileceğimizi hatırlatır. Ağzı, ademoğlunun yaşamdan zevk alma arzusunu; bir ağacı dibinden sökebilecek kadar güçlü, bir iğneyi yerden kaldırabilecek kadar duyarlı ve esnek olan fil hortumu, dış dünyanın getireceği zorlukları göğüsleyebilecek gücü, iç dünyanın süptil katmanlarında keşfe çıkabilecek kıvraklık ve hassasiyeti sembolize eder. Bedeninin duruşu, hortumunun kıvrık oluşu, yaradılışın sesi OM'un tasviridir. Ganesha'nın birinci elinde arzuların ve ihtirasların yarattığı acıyı ve bağımlılığı kesecek, doğru yolu bulması için kişiyi dürtecek balta vardır. İkinci elinde tuttuğu ip, inançlı bir insanı Tanrı'ya bağlayan güçtür. Üçüncü eli dışa dönüktür. Kendisinden yardım isteyenleri kutsar ve korur. Dördüncü elinde bir lotüs çiçeği bulunur. Bu da, insan evriminin en yüksek amacının aydınmak olduğuna dikkat çekmek içindir. Efsanelere göre Ganesha büyük bir scribe yazıcıdır. Dünyanın en uzun epik şiiri Mahabharata'nın yazıcısı yine odur. Bilge Vyasa şiiri dikte ederken, duyduklarını hem anlayıp, hem de yazmaya çabalayan Ganesha'nın kalemi kırılır. Anlatımın akışını bozmak istemediğinden dişlerinden birini kırarak yazmaya devam eder. Kalem vazifesi gören diş, bilgiyle aynı manaya gelirken; diğeri Ganesha'nın düaliteyi aştığını gösterir. Karnının büyüklüğü, sevgisi ve kudreti sayesinde var olan

tüm acıları yutabileceğini; insanın da yaşadığı hoş ve nahoş olayları farkındalıkla sindirebileceğini ifade eder. Biri yere basan, diğeri havada duran ayakları hem hayata katılmanın, hem de ruhsallığı yakalamanın önemini anımsatır. Ayaklarının dibindeki yiyecekler ise, bize verilen nimetleri, zenginliği ve bereketi sergiler. Beline dolanmış yılan primordial enerjiyi, aydınlanmanın anahtarı Kundalini'yi temsil eder. Benliğinde dört canlıyı birleştiren devasa Ganesha'yı minicik bir fare taşır. Makro kozmosla mikro kozmosun sembiyozunu anlatan, irili ufaklı tüm varlıkların aynı derecede değerli olduğunu vurgulayan bu sembol çok ilginçtir. Keza fare, bir yandan cehalete, harisliğe, açgözlülüğe, bir başka deyişle, içimizdeki karanlığın tümüne işaret ederken; diğer yandan da tetikte olmayı, içsel ve dışsal tehlikelere karşı ihtiyatlı davranmayı; zorlukları küçük parçalara bölerek, sabırla kemirerek yenebileceğimizi, aklımızı kullandığımız takdirde zafiyetlerimizin üstesinden gelebileceğimizi öğretir. Kendi içimizde keşfedilmeyi bekleyen tanrısallığın timsali Ganesha'ya selam olsun! Prensipler ve Kurallar 5 Prensip 1) Herkese neşe ile, cömertçe ver, ama senin minnettar armağanını alan kişiden karşılık bekleme. Evren seni doğru zamanda ve doğru yerde ödüllendirecektir....sadece özgürce ver, o sana geri gelebilir. 2) ‘İstemek’ yerine arzulamak veya dilemek sözcüğünü kullan... Arzularına tutkulu şekilde inan. 3) Yaşamının amacını bil..yaparken sana en çok sevinç veren şey nedir..Yaşamını amaç dolu yaşamana yardım etmek için hedeflerini oluştur. 4) Hatalar veya pişmanlıklar yoktur...sadece büyümeyi ve odağımızı değiştirmeyi öğrenme fırsatları var. 5) Mantrayı yaşa, şimdide dururken her düşünce ile mantrayı solu : ‘Ben bolluğum,Ben bereketim,Ben refahım,Ben zevk-ü sefayım ‘

Abundance / Prosperity Reiki Sembolleri Bolluk bereket reikisi, bir sembol, iki imajinasyon ve bir mantra ile çalıştırılır. Uyumlama alındıktan hemen sonra bu enerji aşağıda anlatıldığı şekilde sembolleri kullanarak aktive edilir. Bu enerji bizleri genel anlamda bir bolluk ve bereket bilincine uyumlayacaktır. Bunu sadece maddi bolluk ve bereket gibi düşünmek enerjiyi aynı zamanda küçümsemek anlamına gelecektir. Hayatımızda bollaşmasını’ istediğimiz her şey için kullanabiliriz ama yine de en çok maddi hayatımızda kullanılmaktadır. Size ışık tutacağını düşündüğüm bir iki niyet cümlesi aşağıdaki gibidir: - Allahın izniyle, bütünün hayrına olacak şekilde, maddi durumumun iyileşmesine bolluk bereket reikisi ile şifa gönderiyorum. Allahım lütfen kabul edin. - Allahın izniyle, bütünün hayrına olacak şekilde, bolluk ve bereket bilincine ulaşmama, gelirimin artmasına ve maddi durumuma bolluk bereket reikisi ile şifa gönderiyorum. Allahım lütfen kabul edin. -Allahın izniyle, bütünün hayrına olacak şekilde, mutlu, huzurlu ve sağlıklı olacağım yüksek maaşlı yeni bir iş bulmama bolluk bereket reikisi ile şifa gönderiyorum. Allahım lütfen kabul edin. -Allahın izniyle, bütünün hayrına olacak şekilde, sevgilim Ahmet X ile aramızdaki aşka ve sevgiye bolluk bereket reikisi ile şifa gönderiyorum. Allahım lütfen kabul edin. Benzer şekilde kendi niyetinizi oluşturduktan sonra enerji hemen aktive olacaktır. Farklı bir uygulamaya gerek yoktur. Niyetimizi yaptık. Hemen ilk sembolü iki elimizi kullanarak çiziyoruz.

1. Sembol : ŞI RI İki elimizi de yan yana ve senkronize şekilde kullanarak bu sembolü çizeceğiz. Sol elimizle kocaman bir J çiziyoruz. Sağ elimiz de J’yi sağa doğru, açık tarafı sağa bakacak şekilde çizecek (sembolde rahatça görülüyor.) Biz buna kızın çırpı bacakları’ diyoruz. Kızın önce çırpı ve ikisi iki farklı yöne bakan bacaklarını çiziyoruz. Sonra kızın eteklerini’ çiziyoruz. Yine sağ-sol el aynı anda, alttan ve içten dışa olacak şekilde, sembolde görülen küçük kolları çiziyoruz. En son kızın kollarını’ çiziyoruz. Etekte hareket yönü ana gövdeden dışarı doğru iken, en üstteki kolda, dışarıdan içeri doğru biz çizim oluyor. Böylece dünyanın tüm nimetlerine kollarımızı açmış ve davet etmiş’ oluyoruz. Bu çizimi kendi vücudunuza yerleştirebilirsiniz ya da sadece havaya çizip bırakabilirsiniz. Bu enerji çok meditatif bir enerjidir ve kendisi ne yapmak istiyorsa yapar, yönlendirmelerin dışında hareket eder. Onun için sakın enerjiyi çok fazla yönetmek için kendinizi zorlamayın. Sembol içinize girebilir. Odada sabit kalabilir. Ona karışmayın Ancak sembolle birlikte dünyanın tüm nimetlerine, güzelliklerine ve zenginliklerine kollarımı ve kendimi açıyorum. Onları hayatıma sevgi ile kabul ediyorum’ deyin. Üç kere de sembolün adını tekrarlayın; şiri, şiri, şiri. Şiri’den sonra mantrayı (zikir kelimesi)söylemeye başlayın: Ben bolluğum Ben bereketim Ben refahım Ben zevk-ü sefayım Bu mantrayı şifa gönderdiğiniz sürece mümkün olduğunca içinizden tekrarlayın. Enerji akışının hızlandığını hissedeceksiniz.

2.Sembol : Laksya (Sanskritçe Amaç demektir) İlk sembolden sonra sıra ilk imajinasyona geliyor. Renkli resimde görüldüğü gibi Laksmi’nin her iki tarafı su fışkırtan iki fildir. Bu sürekli çabayı/gayreti gösterir. Kişinin dharması ile uyum içinde ve bilgelikle yönetilen ve hem maddi hem spiritüel bolluk/refaha götüren saflık anlamına gelir.

Peki enerjide bu sembolle nasıl çalışacağız? İki tane filin hortumunu düşünün. Onların ucundan gümüş zerrecikleri aksın. Bırakın bu zerrecikler ile sizi yıkasınlar. Cüzdanınızı, kalbinizi, kasanızı nereye isterseniz gümüş zerreleri ile yıkasınlar. Tepe çakranızdan içeri akıtabilirler. 5 dk.kalabilirler, yarım saat kalabilirler. Bırakın gerek gördükleri sürece sizi yıkasınlar. Evinizi, eşinizi yıkasınlar. Arada bir onları sevin ama Okşayın, hortumlarını öpün. Bu arada içimizden mantramızı okumaya devam ediyoruz elbette. Baktınız artık gümüş akmamaya başladı yani fillerin işi bitti, sizi kabul ettiğiniz kadar bol saf kazanç’ ile doyurdular, 3 kere isimlerini tekrarlayın; laksya, laksya, laksya. Ve fillerinize teşekkür edin.

3. Sembol : Artha Artha, Laksmi’nin ellerinden akan bolluğu/refahı bağışlayan, taşan altın paraları temsil eder. Bunu şöyle düşünün. Gökyüzünden kocaman sapsarı bir altın para, şekildeki gibi daireler çizerek gelip cüzdanınıza, çantanıza, kalbinize düşüyor. Bu normalde bir tek para olarak imajine edilir. Ama ben öyle yapmıyorum, yüzsüzüm sandıklar dolduruyorum, yollara saçıyorum. Dediğim gibi, imajinasyonla olacak sembollerde sınırlarınız geniş tutun lütfen Mantraya devam. Durmadan mümkün olduğunca tekrarlıyoruz. Bu paralar ile istediğiniz yerleri donattıktan sonra üç kere sembolün adını söylüyoruz; artha, artha, artha ve teşekkür ediyoruz. Semboller bittikten sonra isterseniz enerjiye genel olarak teşekkür ederek şifayı sonlandırabilirsiniz ya da sadece mantrayı söyleyerek şifaya devam edebilirsiniz. Karar sizin. Sınırlarınız geniş tutun

Yeni enerjinin diğer kullanımları : Bu enerjiyi günlük olarak aynı meditasyon formunda kullanabilirsiniz veya sadece sembolleri önünüzde çizin ve mantrayı söyleyerek tanrıları çağırın. Uzaktan, ihtiyacı olanlara zihniniz ile tezahür ettirerek niyetle sembolleri gönderebilirsiniz. Birlikte iken, kişiyi zemine yatırın. Sembolleri baş bölgesi üzerine, kalp üzerine, bedenin her iki yanına, ayak bölgesine çizin ve sonra bir süre dinlenmelerine izin verin, topraklamak için bir bardak su verin. Kişi birden fazla kere uyumlanmayi seçebilir, çünkü salıverme ve temizlenme kişiden kişiye farklı şekilde gerçekleşebilir. Bolluk- Bereket Reikisi ile yaşanması muhtemel olaylar: - İşinizi değiştirebilirsiniz - Zam alabilirsiniz - Evinizi, arabanızı daha yenisi ile değiştirebilirsiniz - Kendinizi daha zengin hissederek yaşamaya başlayabilirsiniz ve maddi baskılardan kurtulursunuz. Bu sayede blokajlarınız gideceğinden gerçekten zenginleşmeye başlarsınız - Bet bereket olayı var ya, işte ondan fazlası ile nasiplenirsiniz. - İçinizdeki sevgi ve mutluluk hali artar - Neye eliniz atsanız indirime girmiş olur (bu benim başıma çok gelir!) - Hayırlı olan her şeyde artış olabilir (sevgili, iş, müşteri, sağlık)

Chi Enerji Topu kullanımı :

Bolluk ve Bereket Reikisi bu uyumlamayı almış bir master/eğitmen tarafından chi enerji topu kullanılarak gönderilebilir. Uyumlama gönderirken zamanlama düşünülmesine gerek yoktur. Chi enerji topunu istediğiniz zaman oluşturup belli zaman aralığı için gönderebilirsiniz.

Uyumlama :

1) Chi enerjisini harekete geçirmek için tai chi, Chi King gibi bir teknik kullanabilirsiniz. Enerjiyi bedeninizde hissettiğinizde yere oturun ve dünya ile bağlantı kurun.

2) Birkaç dakika zihninizi boşaltın ve uyumlama göndereceğiniz kişinin adını söyleyerek niyetinizi oluşturun.

3) Chi enerji topunu oluşturun ve farklı zaman saatte gönderecekseniz bunu niyetinize ekleyin.

4) Ve chi enerji topunu göndererek sesli olarak, “Bu bolluk ve Bereket Reikisi uyumlamasını >’na gönderiyorum.” Şeklinde söyleyin.

5) Uyumlama tamamlanmıştır.

Altı çizilenler:



"Bizler ne düşünüyorsak oyuz. Dünyamızı düşüncelerimizle inşa ederiz.- Buda"

"İnsan kendinde bir şeyin olduğuna inanırsa, ister olumlu olsun, ister olumsuz, bunu yansıtacak şekilde davranır." (s.28)

"Yaşadığınız her şeyin kökeninde aslında inandığımız şey yatar." (s.28)

"Bir şeye inandığımızda o gerçek olur, bizim gerçeğimiz olur." (s.29)

"İnsanlara işitmeyi arzuladıkları şeyi söyleyerek onların gelişimine yardım edilemez." (s.38)

"İnsanlar inandıkları her şeye çok bağlıdırlar. Hakikati aramazlar, yalnızca belli bir tür dengeyi korumak isterler ve inançları temelinde aşağı yukarı bağdaşık bir dünya inşa etmeyi başarırlar. Bu onları teskin eder ve farkında olmadan bağlanırlar." (s.55)

"İnançlarımız bizi gerçeği filtrelemeye, yani gördüklerimizi, işittiklerimizi ve hissettiklerimizi filtrelemeye yöneltir." (s.57)

"Gerçeklik hakkında, etrafımızdaki dünya hakkında inandığımız her şey, bir filtre gibi, bizi özellikle inandığımız yöndeki ayrıntıları görmeye yönelten seçici bir gözlük gibi hareket eder... Bu da inançlarımızı güçlendirir. Çember tamamlanır." (s.59)

"Siz bir şeye inandığınızda, inancınız sizi birtakım davranışlar benimsemeye yöneltir, bunların da başkalarının davranışları üzerinde etkisi olacaktır, bu da yine sizin inancınızı güçlendirecektir." (s.61)

".....inanılan şeyin bilincine varmak, sonra da bunların yalnızca inanç olduğunu fark etmek ve sonuçta, onların bizim yaşamımız üzerindeki etkilerini keşfetmek mantıklıdır. Bu da, yaşadığımız birçok şeyi anlamamıza yardımcı olabilir..." (s.64)

".....çünkü yalan söylemek zaten başlı başına kötüdür. Kişinin kendi içinde biriken olumsuz bir enerji üretmesine benzer. Hakikati söylemeye çalışın: Göreceksiniz özgürleştiricidir ve insan aniden kendini çok daha hafif hisseder." (s.102)

"Tercih yapılması, dolayısıyla gönülden bağlı olunan şeye doğru gitmek için vazgeçilmesi gereken durumlar vardır..... Eğer hiçbir şeyden vazgeçmezseniz, seçmekten kaçınırsınız. Seçmekten kaçındığınızda, istediğiniz hayatı yaşamaktan kaçınmış olursunuz." (s.112)

"..... başkaları tarafından reddedilmenin nadir bir durum olduğunu anlamaktan uzaktırlar. Hatta reddedilmek neredeyse imkansızdır. İnsanlar genelde size yardım etmeye, sizi hayal kırıklığına uğratmaya, sizin onlardan beklediğiniz yönde davranmaya eğilimlidirler. Artık bildiğiniz inanç mekanizmasına göre, özellikle reddedilmekten çekindiğinizde reddedilirsiniz.
İhtiyaç duyulan şeyi istemek için başkalarına yönelmeyi öğrendiğimizde, bütün bir evren açılır önümüzde. Hayat, başkalarına açılmaktır, kendi içimize kapanmak değil. Başkalarıyla bağ kurmayı sağlayan her şey olumludur." (s.134)

"Gruplar halinde, topluluklar, taraflar halinde düşünüldüğünde, her birinin özellikleri, değeri ve katkısı dışlanır, dar görüşlülüğe ve genellemeye kolayca düşülür. Emekçilerden, memurlardan, bilim insanlarından, köylülerden, sanatçılardan, göçmenlerde, burjuvalardan, ev kadınlarından söz edilir. İnançlarımıza hizmet eden teoriler inşa edilir. Bu teorilerinse çoğu yanlıştır; dahası, insanları olduklarını söylediği şey olmaya yöneltirler.
.....
Başkalarıyla ilgili şeyler hakkında genelleme yapmaya son verildiğinde ve herkes, aslında kendisini aşan bir bütünün, insanlığın ve hatta daha ötesinde evrenin parçası olsa bile birey olarak ele alındığında, yaşamın içine doğru büyük bir adım atılmış olur." (s.139)

"..... Para biriktirmek için değil, kullanmak için gerekli bir şeydir....." (s.154)

"Yaşamda ne kadar gelişme gösterirsek bizi sınırlandıran inançlardan da o kadar uzaklaşırız ve daha çok tercih şansımız olur. Tercih, özgürlüktür." (s.165)

"..... çılgınlıklar asla pişmanlık duyulmayan tek şeydir! - Oscar Wilde" (s.170

Hayat tuhaf bir şey! Kimi zaman küçücük kararların yaşamınızın üzerinde inanılmaz sonuçları olur. Ve yıllar geçtikçe, o dönemde bu küçük karar değilde bir başkası alınsaydı hayat nasıl akardı diye insan sorar kendine./sf:184
Andy, senin neyi yapıp neyi yapamayacağını kimsenin söylemesine izin verme. Hayatını seçecek olan ve yaşayacak olan sensin. / sf:195 son sayfa

“Başarılı bir hayat nedir? diye sordum.
“Başarılı bir hayat, kişinin arzularına uygun sürdürdüğü, daima kendi değerleriyle uyum içinde hareket ettiği , yaptığı şeye elinden gelenin en iyisini kattığı, olduğu haliyle uyum içinde yaşadığı bir hayattır. Ve mümkünse, kendimizi aşma fırsatını elde ettiğimiz, kendimizden başka bir şeye kendimizi adadığımız ve insanlığa çok mütevazı da olsa, küçücük bir şey de olsa bir şey kattığımız bir hayattır. Rüzgara bırakılmış küçücük bir kuş tüyü. Başkalarına bir gülümseyiş. /sf: 157