24 Eylül 2013 Salı

Reiki'ye Başlamadan Önce



Evrende yaşayan tüm canlılar ısı ve enerji yayarlar. Bu enerji, yaşam gücünün kendisidir.
Biz, enerjiyiz ve sürekli hareket halinde olan bir enerji deni­zinde yaşıyoruz.
"Enerji" kelimesi Grekçe energia ("hareketli kuvvet") kelimesinden gelir. Bu kuvvet, evrendeki tüm varlıklar ara­sında temel ve evrensel bağı oluşturur. Daha önce değindiği­miz gibi, biz tamamıyla enerjinin içinde yüzüyoruz. Bizi "canlandıran" ve bizi "hareketlendiren" bir enerji var, aynı enerji, ampulün yanmasını ya da küçük bir ekran üzerinde görüntünün oluşmasını da sağlıyor. Bütün bunlar enerji şe­killeridir. Ama enerji tam olarak nedir? Yaşam enerjimiz yüce yaratıcıdan bize doğumumuzla beraber aktarılmıştır. Yaşam gücümüzdür.

Reiki binlerce yıllık şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan ve enerji aktarımı ile şifa vermeye dayalı bir enerji tekniğidir. Eski Hint geleneklerinde ki bunlar 5000 yıllık prana denen evrensel enerjiden bahseder, yogiler bu enerjiyi nefes alıp verme teknikleri, meditasyon ve fiziksel egzersizlerle şuur düzeyini yükseltmek ve gençlik süresini arttırmak için kullandılar. Çinliler milattan önce 3.yüzyılda chi dedikleri bir yaşamsal enerjinin mevcudiyetini önerdiler. Haraketli ya da hareketsiz tüm maddeler bu evrensel enerjiden oluşur. Eski akupunktur sanatı ve EFT ise ying yangı dengeleme üzerine yapılan bir tekniktir. Milattan önce 538 yılında başlayan yahudi mistik geleneği kabala da, aynı enerjilerden astral ışık olarak söz ediliri İslamiyet’te baraka, hristiyanlarda katoliklerde oron diye tabir edilir. Evrensel yaşam enerjisi her kültürde farklı isimlerle bilinir. Eski ahitlerde insanların çevresindeki ışıktan fazlaca söz edilir fakat yüzyıllar içinde bu fenomen orijinal anlamını yitirmiştir.

12. Yüzyılda orta çağlarda insanların birbirini uzaktan etkileşebildiği ortaya çıktı, bu bağlamda bir kişi bir başkası üzerinde sadece varlığı üzerinde sağlıklı ya da sağlıksız bir etki bırakabiliyordu. Sonrasında insanlığın yaşamsal güç ve yaşamsal maddeden oluştuğunu söyledi Helmont.

1800’lerde cismi ya da somutluğu olmayan ama yaşamsal maddeden oluştuğunu söylendi. 1800’lerden sonra evrenin temel elementinin kendi özdevinimi güç merkezi olduğunu söylendi. 19. YY başlarında bahsedilen elektro manyetik alanla benzerlik gösteren çalışmalar yapıldı. Mıknatıs kutuplarının sadece manyetik kutuplaşmayla değil odik alan ile ilgili özel bir kutuplaşmaya sahip olduğu gözlendi.

Mıknatıslardaki kutuplaşmaya benzer kristaller gibi başka objelerde manyetik olmadan bu özelliği sahiptir.  ‘’ zıt yüklerin değişen yük derecesinde soğuk ve sıcak hissi vermiştir ‘’ birçok deney göstermiştir ki vücudun enerji sahası sıvı ve ışık dalgaları gibi enerjiktik özellikler gösterebiliyor.
  
Enerji, kendini madde olarak değil ama hareketle göste­ren bir kuvvettir. Örneğin kar fırtınasını ele alalım; uçuşan kar kümesi görülür, ama rüzgâr (enerji) kendini göstermez. Herkesin kabul edeceği gibi ortada, görünmese de gerçek olan bir kuvvet vardır. Bu kuvvet, enerjidir.

Bütün fiziksel evrenimiz "enerji"dir. Aslında, evrende bulunan yegâne şeyin, enerji olduğunu söyleyebiliriz. Gördü­ğümüz, dokunduğumuz ve hissettiğimiz her şey, belli bir ri­timde hareket eden enerjidir. Bu yüzden, bu gezegende va­r olan her şeyin; insanların, hayvanların, bitkilerin ve minerallerin vs. titreşimlerini algılamak mümkündür. Bu kuvvetin farkına vararak kendimizi bu akımlara "bağlayabilir" ve böy­lece evrenle uyum sağlayabiliriz.


Sorunlar ve hastalıklar hangi kaynağa inanıyorsanız o kaynaktan size gelen dur bir saniye yolunda gitmeyen bir şeyler var mesajıdır. ‘’dur bir saniye kendini bütün olarak dinlemiyorsun’’ sırf nezaketen kabul ettiğiniz o arkadaş toplantısına gidecekken hastalanmanız gibi. 

Reiki'nin Özellikleri



1. Reiki’yi uyumlamanın ilk günden itibaren kullanabilirsiniz.
2. Bu yetenek hiçbir zaman kaybolmaz.
3. Reiki şifa tekniğini kullandıkça, şifa gücünüz artar.
4. Düşünce gerektirmez.
5. Negatif enerji aktarmaz.
6. İnanç gerektirmez.
7. Hayvanlar, bitkiler ve cansız varlıklar üzerinde de etkilidir.
8. Tıbbı tedavilerin etkisini olumlu şekilde artırır. 

Reiki'nin Prensipleri



Bugün sana verilen nimetler için şükret ,
Bugün hiçbir şey için endişelenme ,
Bugün hiçbir şey için öfkelenme ,
Bugün dürüst ol,
Bugün tüm varlıklara karşı nazik ve saygılı ol,
Bugün aileni,öğretmenlerini sev ve say
Bugün ekmeğini helal kazan,
Başkalarını kendin gibi sev...


Özellikle bugün özgür ve mutlu ol.
Özellikle bugün sevin.
Özellikle bugün korunmaktasın.
Şuurlu olarak anı yaşa.
Bereketleri müteşekkirlikle kabul et.
...Aileni, öğretmenlerini ve büyüklerini say.
Ekmeğini dürüstçe kazan.
Başkalarını kendin gibi sev.
Her şey için müteşekkir ol ve tüm canlılara karşı sevgi dolu davran.

Reiki'nin Aşamaları



Geleneksel Dr. Usui metoduna göre Reiki, toplam üç aşamalı bir kurs sistemi üzerine kurulmuştur. Her kurs aşamasında, halk tabirinde “el verme” olarak adlandırabileceğimiz özel bir kanal açma işlemi uygulanır.

1. Aşama

Genellikle bir hafta sonu kursu ile verilen birinci aşamada bireyler, Reiki kanalı olarak açılırlar ve arzu ettikleri her zaman, bu şifa enerjisini kullanma ve diğer insanlara nakletme yeteneği kazanırlar. Teorik açıdan da, sistematik Reiki uygulama teknikleri ile çakra açma ve aura sistemi, blokajların meydana gelme sebepleri vb. konular öğrenilir.

2. Aşama

Zaman ve mekân sınırlarının ortadan kaldırıldığı ikinci aşamada elde edilen ilk önemli yetenek, Reiki verme kapasitesinin çok daha üst boyutlara yükselmesidir. Ayrıca, üç özel sembol ile, yaşadığımız madde dünyasının zaman ve mekan ile ilgili her türlü sınırının dışına çıkabilme, özellikle bilinç, bilinçaltı ve karma konularında arınma ve ruhi tekamül sağlama yeteneği elde edilir.

3. Aşama

Hocalık sembolü ile yapılan bu çalışmada, Reiki’nin işleyişi çok daha ağırlıklı olarak ön plana çıkar.

Sadece ruhi tekâmül üzerine çalışmak isteyenlerin, hocaları tarafından da onaylandıktan sonra alabilecekleri uzun süreli bir eğitimdir.

4. Aşama

Hocalık aşamasıdır. Burada diğer insanları inisiye etme yani, Reiki kanalı olarak açma yeteneğinin yanı sıra, şifa uygulamalarında çok büyük önem taşıyan çeşitli işleyiş teknikleri yer alır.

İnsanlar genellikle sadece mutlu ve sağlıklı olmak isterler ve hem kendileri, hem de sevdikleri için maddi-manevi  zenginlik dilerler. Ancak kimi zaman, bir hastalık da şifa verici bir nitelikte taşıyabilir.  Bu bir “karşılık”  olabildiği gibi, öğrenmeye “bütünlenmeye” yönelik bir çalışma dönemi de olabilir. Bunlar kaderin önümüze çıkardığı manevi derslerdir ve kozmik bilinçle bir birlikte işleyen kendi benliğimizin saptığı, güzel bahçelere götüren dikenli yollardır.

Reiki burada da kendine özgü yolunu izler eğer bir acı duyulması gerekiyorsa, o acı duyulacaktır. Ancak Reiki’nin destekleyici özelliğinden faydalanılarak ruh tekâmülü hızla gelişeceğinden, dönüşüm çok kolay ve sağlıklı olur. Reiki, kozmik bilincin bütünsel sevgisidir. Ve hastalığın cinsi, sebebi veya derecesi ne olursa olsun, gitmesi gereken yere, gitmesi gereken miktarda akarak, sağlık durumunun yeniden kazanılmasını sağlayacaktır, yeter ki öğrenmemiz gereken derslerimizi öğrenelim. 

Çakralar



Çakraların görevi vücudu canlı kılmak olduğu için vücuttaki bir rahatsızlık ile de doğrudan ilişkilidir. Her Çakra vücutta bir hormona denk gelir. Deneyimlenen şey durdurulduğunda çakra da engellenmiş olur. Durgun enerji akmaz, tıkanır, tersi yönde akmaya başlar. Blokaj yani bizleri durduran aşağı çeken depresif hissettiren duygu durumu ortaya çıkar.

Çakra saat yönünde döndüğünde enerjimizi dış dünyaya akıtmış oluyoruz. Blokaj oluşturduğumuzda zaten içerde olan enerji içeri akmaya devam ediyor. Su bile aynı yere akmaya devam etse kokuşur, acılaşır. Aynı nokta aynı kaynak dünyamıza yansıttığımız psikolojik gerçeklik çocukluğumuzda çocukluk deneyimlerimiz ve o sıralar oluşmuş çocuğun zihninin çıkarımıyla belirlenen dünya imajına uygundur.

Her çakra bir psikolojik işlevle de alakalıdır. Çakranın durumu belirli tekniklerle ölçülür. Hastanın psikolojik ihtiyaçlarını teşhis edebiliyoruz, psikolojik akım için çakraya doğrudan müdahale edebiliyoruz. Bir çocuk başkasına sevgi vermeyi denerken defalarca reddedildiyse sevgi vermeyi kesecektir. Bunu yapmak için tepki ile cevap verdiği içsel sevgi hislerini durdurmaya çalışacaktır. Bunun için kalp çakrası enerji akışını kesmesi gerekir. Bu durumla beraber fiziksel bir durum ve psikolojik his anlayış alanlarında da sorunlar çıkmaya başlayacaktır.


Bu enerji, çakraların döndüğü yönü etkiler. Her çarka bir üzerindeki ya da altındaki çakranın döndüğü yönün tersine döner adeta dişli çarkların birbirini döndürmesi gibi.

Aurayı hissedebildiğiniz zaman bu çakralardan yayılan çok güçlü enerji akımını hissedebilirsiniz her çarka vücudun değişik bölgesine enerji taşır ve o bölgeden sorumludur ancak vücut bir bütün olduğundan tüm vücut birbirine bağlı olarak çalışır bu enerji kapılarından birinde problem olduğunda bloke olmak yada yetersiz çalışmak gibi bedene enerji akışı tam olmaz ve hastalıklar baş gösterir
Çakralar insanları besleyen, derinlerdeki köklerdir. Onlar olmadığı zaman yaşam olmaz. Kökler ne kadar sağlıklı ve iyi durumda ise insanın fiziksel ve ruhsal bedeni de o kadar sağlıklı ve iyi durumdadır. 

Her çakranın bir adı ve merkezinden dışarıya doğru genişleyerek sarmalanan bir rengi vardır.
Çakralar insanları besleyen, derinlerdeki köklerdir. Onlar olmadığı zaman yaşam olmaz. Kökler ne kadar sağlıklı ve iyi durumda ise insanın fiziksel ve ruhsal bedeni de o kadar sağlıklı ve iyi durumdadır.
Her çakranın bir adı ve merkezinden dışarıya doğru genişleyerek sarmalanan bir rengi vardır.


1.Kök Çakra;
Bu çakra kuyruk sokumu kemiğinin sonunda yer alır, bacakların arasında yere bakan kısımdır. Yaşam isteğimizi destekler ve bedenimize canlılık sağlar. Kök çakra fiziksel bedenin enerji kaynağıdır ve dünyayla olan bağlantımızı simgeler. Dünyaya kök salmamız ve kendimizi emniyette hissetmemiz iyi çalışan bir kök çakra ile mümkün olabilir. Temel yaşam fonksiyonlarını sürdürme açısından bu çakra çok önemlidir. Sağlam bir kökü olmayan bir ağaç nasıl ilk fırtınada devrilirse kök çakrası iyi çalışmayan bir insanda zorluklarla mücadele edemez. Kök çakra bedende bacaklar, ayaklar, kemikler, kalın bağırsaklar, omurga ve sinir sistemini kontrol eder. Aynı zamanda cinsellikle de ilgisi vardır. Kök çakra kırmızı renk yayar. Kök çakranın elementi topraktır.
Kök çakranın fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusuyla direk ilgisi vardır. Ayrıca seçilen mesleği ve bu meslekteki başarı seviyesini de etkiler. Sağlıksız çalışan bir kök çakra bağırsak, bacak, omurga ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açar. Aynı zamanda kişinin zorluklarla mücadele edememesini, kendini güvende hissetmemesini ve dünyayla arasında uyumsuzluklar oluşmasına yol açacaktır. 

Fiziksel enerji miktarı için fiziksel gerçeklikte yaşamak için gerekli irade ile ilgili enerji akışı omurgalardan yukarı doğru yönelmesine destek olur yaşam iradesi ile bütünleşen bu fiziksel yeterlilik kişiye güç ve canlılık mevcudiyet sağlar adeta şimdi burdayım demektedir ve fiziksel gerçekliğe sıkıca bağlıdır güç ve canlılık mevcudiyeti yaşam enerjisi halinde yayılmaktadır kök çakra vücutta kişinin karşı cinse duyduğu sevginin niteliği ile ilişkilidir açık olduğu zaman cinsel ve fiziksel zevk alıp vermeyi sağlar tüm bedensel doyum için tüm merkezlerin açık olması gerekmektedir kuyruk sokumu merkezi 2b cinsel enerji miktarı ile ilişkilidir eğer kişi bu merkezi kapalıysa doyum olmayacak uzak duracak burdan beslenmeyecek her kişinin cinselliği yaşam gücüne bağlıdır kasıklar yaşam gücü kaynağı olduğu için bu alanda kapanan herhangi bir merkez ciddi sorunlara neden olacaktır bu alanda bulunan kadınlık ve erkeklik hormonlarına denk gelmektedir
FİZİKSEL ENERJİ MİKTARI PÖÇ MERKEZİ ÜREME SİSTEMİ ADRENALİN KIRMIZI



2.Sakral Çakra:
Erkeklerde penis ve kadınlarda klitorisin iki parmak üzerinde bulunur. Cinsel enerjiyi ve zihinsel üretkenliği simgeler. Heyecan duyma, isteme, imajinasyon yeteneği, aile kurma ve maddiyat bu çakra ile bağlantılıdır. Sakral çakranın elementi su rengi ise turuncudur. Bedende böbrekler, idrar torbası, dolaşım sistemi, lenfatik sistem, üreme organları, anne sütü 2.çakranın etkisi altındadır. Cinsel sorunların çoğunun nedeni de 2.çakradaki enerji dengesizlikleridir. Yaşamın doğal akışında ilerlemesi düzgün çalışan bir 2.çakra ile mümkün olabilecektir. Ayrıca sanatsal yetenekler ve zihinsel üretkenlik düzgün çalışan sakral çakra ile söz konusu olabilecektir.
  Cinsel enerji miktarı ile doğrudan alakalıdır hormon olarakta böbrek üstü bezlere denk gelir
CİNSEL ENERJİ MİKTARI KUYRUK SOKUMU MERKEZİ YUMURTALIK TURUNCU BOŞALTIM SİSTEMİ

3.Solar Pleksus Çakra:
Midenin üstünde yer alan bu çakraya güneş sinir ağı çakrası da denir.  3.çakra diğer insanlarla ilişkilerimizi, beğenilerimizi, toplumsal kimliğimizi, irademizi ve amaçlarımıza ulaşmaktaki kararlılığımızı simgeler. Kendini kontrol etme ve başarı isteği de 3.çakrayla ilgilidir. Bedende ise karaciğeri, sindirim sistemini, pankreası, onikiparmak bağırsağını ve dalağı etkiler. Göz ve görme ile ilgili fonksiyonlarda bu çakranın etkisindedir. 3.çakranın rengi sarı ve elementi ateştir. Düzensiz çalışan bir 3.çakra sadece karaciğer,mide, bağırsak sorunlarına yol açmakla kalmaz aynı zamanda amaçlarımıza ulaşmamızda çok büyük engeller çıkartır. Yetersiz çalışan çakra yaşamsal istekleri dışlamak, otoriteye boyun eğmek, mücadelelerden kaçmak, bireyselleşmeyi reddetmek, sosyal yaşamdan kaçmak ve depresyon gibi sorunları da beraberinde getirecektir. Düzgün çalışan 3.çakra ise uyumluluk, hedefleri iyi belirleme ve bunları takip etme, davranışları kontrol altında tutma, bağımsız hareket edebilme ve başarıya ulaşmayı sağlayacaktır. kişinin evrendeki eşsiz biricik ve bağlantılı olduğu yeri bilmesinden kaynaklanan hoşnutluğun merkezi aramızda ilişki olan kişilerle burdan bağlıyız birbirimize eterik kordonlarla ve ilişki ne kadar güçlü ise bağ o kadar sağlam ve çoktur ilişki bittiğinde bağlar gücünü kaybeder insan ilişkilerini incelemek için çok önemlidir fiziksel sağlık için hissedilen niyet ile ilintilidir solar peleksusun arkası diyafram merkezi ve hormon olarakta pankreasa denk gelir
  ŞİFANIN KİŞİNİN SAĞLIĞI İÇİN NİYETLİ OLUŞU DİYAFRAM MERKEZİ  ZEVK COŞKU SEVGİ RUHSAL BİLGELİK EVRENSELLİK ŞUURUNA VARMAK PANKREAS SİNDİRİM SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ SARI


4.Kalp Çakrası:
Vücutta göğsün tam ortasında kalbin hizasında yer alır. Sevgi, şefkat, fedakarlık, duygusal bütünlük, kendini adayabilme, derin mutluluk gibi özellikleri simgeler. Bu çakra direk duygularla ilgilidir. Timüs bezi bu çakranın etkisindedir ve ürettiği hormon mutluluk hormonudur. Timüs, uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır. Timüs bezi büyümeyi düzenler, bağışıklı sistemi hücreleri olan T hücreleri burada üretilir ve lenf sistemini kontrol eder. Vücutta kalp, sırtın üst kısmı, ciğerlerin alt kısmı, kan ve dolaşım sistemi fonksiyonları bu çakranın etkisindedir. Eğer vücudunuzda bu bölgelerde herhangi bir sağlık sorununuz varsa 4.çakranızda bir enerji blokesi, düzensizliği yada bu çakranın aşırı çalışması söz konusudur. 4.çakranın rengi yeşil ve pembe elementi ise havadır. Ayrıca dokunma duyumuzda bu çakranın etkisindedir. Bir çok kültürde dokunmanın sevgi ifadesi olarak yer alması bu duyunun kalp çakrası tarafından etkilenmesindendir. İnsanlar ellerinde olmadan sevdikleri insana dokunmak isterler. Kalp çakrası tüm çakraların merkezinde yer almaktadır ve diğer çakraları da önemli ölçüde etkilemektedir. Düzensiz çalışan 4.çakra duygusal sorunlar, bencillik, yalnızlık eğilimi yada sevgiye bağımlılık, soğukluk hatta kalpsizlik dediğimiz merhametsiz ve sevgisiz davranışlar oluşturacaktır. Bir çok hastalık sevgisizlik ile başlamakta ve sevgi ile bitmektedir. Bağımlılıkları olan insanların kalp çakralarında sorunlar bulunmaktadır. Sevgi merkezidir bu merkezde tüm hayatla bağlılık enerjisi akar bu merkez açıldıkça yaşamı gittikçe genişleyen bir çember halinde sevme kapasitesi de genişler kürek kemiklerinin tam ortasında 4b bulunmaktadır ego iradesi yada dış irade ile ilgilidir
  EGO İRADESİ YADA DIŞ DÜNYAYA AÇILAN İRADE KÜREK KEMİKLERİ ARASI TİMUS BEZİ-İNSANLARA KARŞI DUYULAN SEVGİ YAŞAMA AÇIK OLMAKYEŞİL KALP KAN DOLAŞIM SİSTEMİ


5.Boğaz Çakrası :
Vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Konuşma yeteneğimizi, ses tellerimizi, dürüstlüğü, düşüncelerimizi ve duygularımızı doğru ve açık olarak anlatma yeteneğimizi bu çakra simgeler. İnsan vücudunda boyun, boğaz, çene, ses telleri, bronşlar, ciğerlerin üst kısmı ve kollar bu çakranın etkisindedir. Tiroit bezi de bu çakra ile ilgilidir. Tiroit bezinin vücudun gelişiminde oynadığı önemli rol ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenlemekteki işlevi göz önüne alınırsa 5. Çakrada ki bir enerji dengesizliğinin ne gibi sonuçlar oluşturacağı daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu bölgelerde yada konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız 5. çakranızda bir enerji blokajı, dengesizliği yada aşırı çalışması gibi bir sorun var demektir. Beşinci çakranın yaydığı renk açık mavidir. Aynı zamanda işitme duyusu da bu çakra ile ilgilidir. Duygularımız ,düşüncelerimizi, isteklerimizi kısacası kendimizi doğru ve cesur bir şekilde ifade etmemiz düzgün çalışan bir 5. çakra ile mümkün olacaktır. Eğer 5. çakrada herhangi bir enerji dengesizliği varsa kişinin ifade etme yeteneği gelişmemiştir, kekeleme olabilir, yalan söyleme alışkanlığı gelişebilir, konuşma esnasında ses zorlukla çıkabilir veya utangaçlık gelişebilir. Kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilme ile ilgilidir kişini hayatında eksiklikleri yüzünden başkalarını suçlamayı bırakıp ihtiyaçları ve istekleri yaratmak için harakete geçtiğinde iyi işliyor
  TOPLUM VE MESLEK KİŞİLİK HİSSİ İFADE MERKEZİ ENSE BÖLGESİ TİROİD BEZİ-ALMAK VE ÖZÜMSEMEKMİNE MAVİSİ BRONŞ AKCİĞERLER SİNDİRİM SİSTEMİ


6. Alın Çakrası:
Vücutta alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Bu çakraya üçüncü göz çakrası da denir. Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu çakradır. Vücutta ise duyu organlarını kontrol eder ve beyinle direk bağlantılıdır. Bu çakranın kontrol ettiği içsalgı bezi  hipofizdir. Hipofiz temel salgı bezidir çünkü endokrin sistemindeki diğer salgı bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Diğer bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir sorun olmaması gerekir. yorgunluk, sinirsel hastalıklar, migren ve sinirsel iltihaplar 6. çakrada oluşmuş enerji düzensizliklerinden kaynaklanır. Bu çakranın enerjisinin bloke olması, düzensiz çalışması yada aşırı olması kişide sadece akıl ve mantıkla yaşama durumunu meydana getirir. Sezgiler ve iç görüler kaybolur. Yaşam sadece maddi istekler çerçevesinde döner, ruhsal gelişme reddedilir. Zihinsel olarak da belli bir konuya yada düşünceye saplanıp kalma ve esnek olamama gibi durumlar ortaya çıkar.  Düzenli çalışan 6. çakra sezgi gücünü arttırır, içten gelen sesler mesajlar haline gelir ve düşünceler gerçekleşmeye başlar. 6. çakranın rengi mordur.
  ZİHİNSEL KAVRAMLARI ANLAMA VE CANLANDIRMA KAPASİTESİ ALIN MERKEZİ ZİHİNSEL YÖNETİCİ FİKİRLERİ PRATİK ŞEKİLDE YÜRÜTME HİPOFİZ BEZİ ÇİVİT MAVİSİ SOL GÖZ KULAKLAR BURUN SİNİR SİSTEMİ


7. Tepe Çakrası:
Tepe çakrasına taç çakrada denir. Vücutta kafanın üstünde en yüksek noktada bulunur. Bu nokta bebeklerde bulunan ve sonradan kapanan bıngıldak dediğimiz bölümdedir. Tepe çakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer taç çakradır ve bu çakra tamamen açıldığında diğer çakradaki tüm tıkanıklılar da çözülür. Sahip olduğumuz dinsel inançların gücü ve Yaradan'a teslimiyet bu çakra ile ilgilidir. Tepe çakra vücutta epifiz bezini etkiler. Epifiz bezinin tam olarak işlevleri bilim adamlarınca kesin olarak açıklanamamıştır ancak vücudun doğal dengesinin korunması konusunda çok önemli olduğu bilinmektedir. Düzgün çalışmayan 7. çakra korkular , kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu verecektir. Yaşamda amaçsız olma ve kendini gerçekleştirememe de tepe karasıyla ilintilidir. Uyumlu çalışan tepe çakrası ise evrenle olan uyum sağlanır, kişi kendi içinde bütünlüğe ulaşır, ruhsal aydınlanma yaşanır. Tepe çakrasının rengi beyazdır.
YAŞAMSAL VE İNSANLIĞIN RUHSAL UNSURLARI İLE TÜM KİŞİLİĞİN BÜTÜNLÜK SAĞLAMASI EPİFİZ BEZİ KOZALAKSI BEZ SAĞ GÖZ ÜST BEYİN MOR / BEYAZ
VÜCUTTA ÇAKRALAR VE MERKEZLER KISACA ŞÖYLEDİR:
*ZİHİNSEL MERKEZLER: -TAÇ ÇAKRA VE ALTIN ÜÇGEN ÇAKRASI
*İRADE MERKEZLERİ :  -BOĞAZ KALP SOLAR SAKRAL VE KÖK
*DUYGU MERKEZLERİ : -BOĞAZ KALP SOLAR KÖK 








Aura Görme



AURİK BEDEN ÇAKRALARIN 3 ANA İŞLEVİ VARDIR:

1) Her aurik katman dolayısıyla fiziksel bedeni canlandırmak
2) Ben şuurumun farklı unsurlarının gelişmesini sağlamak. (her çakra belirli bir psikolojik işlev ile ilgilidir)
3) Enerjiyi aurik düzeyde iletmek. (Her aurik katman fizik bedenin aynı bölgesinden yerleşmiş yedi ana çakranın özelliklerine sahiptir.  Her bir üst katman gittikçe artan frekans oktavına sahip olduğuna göre bu mümkündür. Örneğin 4. Çakra için gerçekte her biri öncekinden daha yüksek frekans bandında sahip yedi çakra mevcuttur.)

Ruhsal Arınma Süreci:
15 gün için 15 boncuk alın. Bu 15 boncuğu kendinizle beraber taşıyacaksınız.  Bu çalışmanın adı susma orucudur. Susma orucundan kasıt tümden susmak değil eleştirmeyecek yargılamayacak dedikodu yapmamak ve yapılmasına izin vermemektir. Tüm bunları yaparken de kırıcı olmamak şartımız var. Her kural dışı için bir boncuğu kaybedeceksiniz. 15 gün bitiminde boncuklarınız bitmemiş olması temel amaçtır.

2. Çalışma: 21 gün boyunca bir detox yapacağız. Çay, kahve, sigara, yağlı kızartma, tatlı, asitli alkol, tütün yok. Toprakta yetişmeyen hiçbir şeyi yemiyoruz. Taze sıkılmış meyve suyu  ve su dışında içecek yok. Hamur işi yok. Makarna, pilav ve ekmek serbest olmakla birlikte bunun dışındaki tüm hamur işleri yasak(Makarna ev yapımı olmaması koşuluyla). 21 günün sonunda kendinizi yenilenmiş ve daha aktif hissedeceksiniz. Geri kalan ömrünüzün yeni miladını, zaten uyumlama aldığınız ilk gün ilan etmiştiniz şimdi 21. Günden sonra meyveleri yemeye başlayacaksınız.

3. Çalışma: Çevrenizde kabul edeceğine inandığınız, gerçek anlamda rızası olan  birkaç kişiye uzun reiki çalışması şifa terapisi yapmalısınız. Bu derste öğrendiğiniz tüm bilgileri güncelleyecek ve daha kalıcı hale geçirecektir ve birkaç kişiye de kısa reiki şifa seansı yapabilirsiniz.



AURA GÖRME: Bir kişiye dikkatinizi yoğunlaştırıp baktığınızda bir süre sonra gözleri sizi yakalayacak ve size bundan vazgeç bakışı atacaktır. Öfkelidir üstelikte. Peki, sizin baktığınız kişi nereden anladı? Enerji alanları birbiri içinde etkileşir. İnsanlar onlara baktığınızı fark edince sinirlenir çünkü bir şekilde iç dinamiklerini görürsünüz diye. Hepimizin sorunları vardır. Bunların bir kısmını saklamaya çalışırız. Bu sebeple kişilere değil nesnelere odaklanmak daha iyidir. Kâinattaki her şey enerji olduğu için metal paranında, yanan mumunda, aşkında, civcivinde aurası vardır. Daha basit bir teknikle havanın açık olduğu bir gün çimlere uzanın ve gökyüzünü izleyin. Küçük ozon küreciklerini görmeniz 1 dakika almayabilir. J sonrası kendiliğinden olagelecektir ağaçlara dikkatli bakarsanız etrafında yeşil sis bahar aylarında ise tomurcuklar etrafında pembe aura görülür.

Yaşamın İçinde Reiki



Reiki Teknikleri: 
Grup Reikisi: Birden fazla uygulayıcıyla dönüşümlü ya da aynı anda kişinin farklı alanlarda yapılan çalışmadır

Reiki Masratonu: Her bir reiki uygulayıcısı tek tek reiki vermesidir, eller sadece temel noktalar üzerinde verilen enerji ve sağlıksız hissedilen yerlere verilen enerji, aynı noktaya birden fazla reikicinin uygulama yapması

Enerjinin arındırılması ve artırılması:
Bir nesnenin enerjisinin arındırılmasıyla ya da temizlenmesi ve arıtılmasıdır. Bir nesnenin reiki enerjisiyle arındırılıp pozitif enerji ile doldurularak güçlü negatif enerjilerden arındırılması ve titreşimsel bozukluğunun giderilmesi için kullanılan bir tekniktir. Hep kullandığınız elinizle yatay biçimde tutarak nesnenin 5cm üzerinden hızla geçirin ve elinizi aniden durdurun,  bu kesme hareketinizi  yaparken dikkatinizi tendeninize verin( göbeğin 3cm altı yoğunlaştırın), nefesinizi tutun aynı işlemi 3 kez tekrarlayın.

Havaya Toprağa ve Atmosfere Reiki Vermek :
Evde yapıyorsanız odanın ortasında durun avucunuzu istediğiniz noktaya doğru çevirin havaya doğru kesme hareketini uygulayın yani dikkatinizi tendeninize vererek nefesinizi tutarak yapacağınız kesme hareketi 4 duvara tavana yere ve  odanın köşesine saat yönünün tersine hareket ederek uygulayın
Reiki anında odaya akmaya başlayacaktır.

Yiyecek ve İçeceklere Reiki:
Yemek yaptığınız tencereye ya da servis edeceğiniz tabağa ya da kullanılan malzemeye kabından tutarak enerji verebilirsiniz.

Hayvanlara ve bitkilere Reiki:
Köpek ve kedilerin alnından, dokundurtmuyorsa bedenin ortasından başlayın. Hayvan kendine yaklaştırmıyorsa ellerinizi ona doğru çevirerek uzaktan verin. Balıklarda akvaryuma, kuşlarda kafesin ortasına doğru verilebilir. Genellikle hayvanların ve bebeklerin enerjisi bizden yüksek  olduğundan dolayı temas edilerek verilen enerjiyi pek kabul etmezler, onlara kendileri istemedikçe dokunmadan verin

Bitkilere şifa vermek: Ağaçların gövdesinden ya da yapraklarını tutarak, çiçeklerde aura süpürme yaptıktan sonra, kök ya da gövdeye doğru saksı çiçeklerinde, saksı ortasına doğru tohum haline de reiki verebilirsiniz. Sulama gübreleme işlemlerinde de enerji uygulayabilirsiniz, bu bitki ya da bitkilerin çok daha sağlıklı verimli olmasını sağlayacaktır.

Suya Reiki Vermek :
Bir bardak su alın gevşeyin tek elinizle ya da iki elinizi birden de kullanabilirsiniz. Elinizi bardağın üzerine tutup sadece bardağın elinizde bardağın üzerinde tutabilirsiniz. Sadece bardağa bakarak gözlerinizle de enerji yollayabilirsiniz. Gönderdiğiniz enerjinin suyun içinde eridiğini imgelerseniz daha verimli olacaktır. Arındırılmış yüksek vibrasyonlu suyu içmek sağlığınız içinde faydalıdır.

Diğerleri :
Yatağınıza, gardolabınıza, arabanıza, çekmece ve dolap içlerinize enerji verebilirsiniz.
Elinizde para tutarken paranıza bereket için enerji verebilirsiniz. Cüzdana para konulurken de öyle.
Yemekten önce ve sonra, kartvizit verirken, parfüm sürerken, araba kullanırken, ilaç vitamin ya da meyve suyu içerken, para öder ve para üstü alırken enerji verebilirsiniz.
Kişisel Arındırma:
Kenyoku: Kuru banyo fırçalanma anlamına gelir. Bu teknik kişinin enerjisinin reiki vibrasyonu ile temizlenmesi için kullanılır. Kişisel arınma gelişim bir parçasıdır. Gassho pozisyonun alın ve reikiyi çağırın. Sağ elinizi sol omzunuza koyup çapraz bir biçimde aşağıya sağ kalçanıza doğru çekin, bu sırada haa sesi çıkararak nefes verin aynı şekilde sol tarafınıza da uygulayın bu çalışmanın amacı aurayı süpürmek ve temizlemektir.

HASTALIKLARIN OLUŞUMUNDA TEMEL REÇETE
SAĞ ----------------------------------SOL
GELECEK--------------------------GEÇMİŞ
ERKEK-------------------------------KADIN
YANG--------------------------------YİNG
AŞIRI AKTİVİTE----------------------FONKSİYON YETERSİZLİĞİ
ARTI-----------------------------------EKSİ

Hastalıkların Oluşum Alanları Bu Perspektiften Bakıldığında Daha Net Görülecektir Dünya Üzerinde Her şey 2 Kutuptan Oluşur Kutuplar Arasında DENGE Esastır.

GELEN ÖNCÜ ENERJİ
         !!
ÇAKRA
         !!
ÇIKAN İKİNCİL ENERJİ
         !!
SİNİR SİSTEMİ
        !!
ENDOKRİN SİSTEMİ
        !!
KAN

İŞİNİZE YARAYACAK PRATİK BİLGİLER
Her insan bir auraya sahiptir. Herkes başkalarının aura alanlarını zaten görmüş ya da deneyimlemiştir. Ancak sorun şu ki, çoğu insan bu deneyimi ya reddetmekte ya da hiç böyle bir şeyin olmadığını varsaymaktadır.

Çocuklar, aura görmede ve deneyimleme de çok iyidirler. Bu deneyimleri genellikle çizdikleri resimlere yansıtırlar. Şekillerin çevresini değişik ve alışılmadık renklerle boyarlar. Bu renkler çoğunlukla çizdikleri şeyin çevresinde gözlemledikleri süptil enerjileri yansıtmaktadır.

Çoğunlukla, bu resimler büyükleri tarafından "Hayatım, neden annenin çevresindeki havanın rengi eflâtun?", "Neden kedi yeşil ve pembe?" ya da "Neden kardeşini mavi boyadın?" gibi sorularla karşılanır. Fakat konu kedinin yeşil ve pembe olması ya da kardeşinin mavi olması değildir. Sadece, çocuk bu aura renklerini görmüş ve gördüğünü anlatmak için renkli kalemleri kullanmıştır. Ne yazık ki, bu tür yaklaşımlar, süptil algılamaların ve farkındalığın önünü kapatmaya sebep olmaktadır.


Birçok şekilde tanımlanabilen aura, maddeyi çevreleyen enerji alanıdır. Atomik yapısı olan her şey, bir auraya, kendisini çevreleyen bir enerji alanına sahip olacaktır. Her maddenin her atomu, sürekli hareket içinde olan elektron ve protonlardan oluşur. Bu elektron ve protonlar elektrikseldir ve manyetik enerji titreşimleridir. Canlı maddenin atomları, cansız maddenin atomlarından daha aktiftir ve titreşimleri daha yüksektir. Bu nedenle ağaçların, bitkilerin, hayvanların ve insanların enerji alanları daha kolay saptanabilir ve görülebilir.

Aura'yı Tanımlayan Alanlar



Onu bizim bir parçamız olarak var olan bir fenomen halinde göreceğiz
Benim auram onun aurası gibi terimler kullanmayınız holografik gerçeklikte auranın her bir parçası bütünü sadece temsil etmekle kalmaz aynı zamanda içerir ve her enerji çıktığı kaynağa geri döner yani deneyimimiz ancak aynı zamanda hem gözlemlediğimiz hemde yarattığımız bir gerçeklikle tanımlarız eğitime tutkusu olan kişilerin tepe çakraları bir vorteks vardır enerji dersi sonrasında kişinin aura yeşil tepe açıktır oklar olumsuz duygular yön okları ile içe atılan öfke sümükümsü sarı kokain çekmeyle oluşan pembe enerji bulutu ile savunmaya yaratan bir bulut gibi yumuşak açık gri yumrular kist kırmızı gri / mavi şiş ve yırtıklarda kırmızı ve kahverengi

Pek çok kişisel eşya sahibinin enerjisi ile yüklenir ve bu enerjiyi yayar bir ortama girdiğinizde nasıl hissettiğinize bakın çok dua edilen evler ve mekanlar genelde huzur vericidir o dine mensup olmasanız hatta hiçbir dine inanmasanız bile dini mekanlarda içinizi bir huzur kaplar kavga edilen bağırılan ortamlarda ise tam tersi oluyor bunlarda mekan ve eşya auraları ile alakalıdır

PSİŞİK ALAN


Aitlik duygusu geliştirebilecek kendini rahat hissettiği benliğini bulduğu  kendini tanımladığı insanların kendileri için yarattığı psişik alanları hissetmeye kendinizi nasıl hissediyorsunuz kalmak mı yoksa gitmekmi istiyorsunuz diğer aile bireylerinizin odalarında nasıl hissediyorsanız o aile bireyleri hakkında neyden bahsediyor onun hangi yanını temsil ediyor o yerin rengi kişinin kendisine uygunmu kim olduğunu bilmediğiniz birkaç kişinin eşyalarını birine toplatın ve sonra eşyalar hakkındaki görüşleri yazın sonra kişileri tanımaya çalışın sonuçlar şaşırtıcı olacak  

Terapiden Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler



Başkalarına Reiki uygulamasına başlamadan önce dikkat edilmesi gereken birkaç konuyu hatırlamakta fayda var.

Unutulmamalı ki Reiki empoze ile çalışan bir şifa uygulaması değildir. Yani kişinin rızası olmadan Reiki şifasına başlamayın. ”Senin için iyi olur” yaklaşımı ne yazık ki geleneğimizde var olan ve kişinin iyiliğini kendisinden daha iyi takdir edebileceğimiz gibi bir yanlışa götürebilecek bir durumdur.
Kişilerin özgür iradeleri, kararları ve seçimlerine saygı göstermek Reiki’de esastır.

Başkasına uygulama yapmadan önce “kanalım” ifadesini iç sesinizle söyleyin.
Uygulamaya başlamadan önce alıcının aurasını düzeltin. Bu, ellerinizle alıcının başı üzerinden başlayıp ayakaltlarına kadar bedeninden 10 cm kadar yukarıdan aurasını yumuşak hareketlerle taramak şeklinde bir uygulamadır. Bu çalışmada enerji blokajlarını hissetmek mümkün olabilir. Hangi bölgelerde enerji dengelenmelerine ihtiyaç olduğu hakkında fikir veren ve alıcıyı çok rahatlatan bir uygulamadır.

“Sen orada rahat değilsin, geç şöyle otur” söylemi hiçbirimize yabancı değildir. O an ısrarla nasıl rahat edeceğinize karar veren bir kişinin karşısındaki sıkıntılı halinizi düşünün. Reiki isteyerek, izinle ve keyifle paylaşılacak bir şifadır. Ve yine unutulmamalıdır ki Reiki, tıbbi tedavi yerine değil medikal süreç ile birlikte çalışan, rahatsızlıkların şifalanmasına destek veren bir yardımcı uygulamadır. Bu bilinçle, uygulama yapılacak kişinin izniyle, çalışmaya başlanmalıdır.
Enerjinin uygulama esnasında farklı şekillerde hissedilebileceği, bazı duygusal tepkiler olabileceği hatırlatılmalıdır.

Eller çalışma başında ve sonunda mutlaka yıkanmalı, metal takı, saat, cep telefonu vb. aksesuar ve eşyalar çıkarılmalıdır. Rahat giysiler ve rahat bir ortam tercih edilir. İdeal Reiki ortamında bahsettiğimiz detaylar gözden geçirilebilir.


Reiki uygulamasında dikkat edilecek bazı başlıklar:
a. Alıcıya kollarını kavuşturmamasını ve bacaklarını çaprazlamamasını hatırlatın.
b. Yanıklarda, kas yırtılmalarında ve migrende ellerinizi direkt beden üzerinde değil biraz uzaktan tutun. Enerjiyi kişinin aurasına verin.
c. Kalp hastalarında ellerinizi direkt kalp üzerine koymayın.
d. Şeker hastalarında insülin seviyesini bilerek çalışın, eğer hypoglisemi (şeker değerinde normal değerlerin altına düşme) söz konusu ise Reiki vermeyin.
e. Reiki’yi teşhis amaçlı kullanmayın. Bedende hissettiğiniz rahatsızlıkları net teşhisler ile belirtip, tedavi planları yaparak Reiki’nin özünden uzaklaşmayın.
f. Egonuzu çalışmanızın dışında tutun. Burada amaç sizin ne kadar yetenekli olduğunuz değildir. Evrensel Yaşam Enerjisine kanal olduğunuzu hatırlayın.

Uygun Reiki Ortamı



Uygun Reiki Ortamı:

Her konuda bir “ideal”den bahsedilebilir. Hiçbir sert disiplin ve derin meditasyon gerektirmese de Reiki için de ideal bir ortamdan söz etmek mümkündür. Bu, Reiki’nin ideal sayılmayan bir ortamda çalışmayacağı anlamına gelmez ancak enerjinin daha keyifli akmasına yardımcı olabilecek bazı unsurlar vardır. Bu unsurlara dikkat edilirse Reiki uygulamalarında istenen sonuca daha kısa sürede ulaşılabileceği gözlemlenecektir. 

İdeal Reiki ortamı için odanın mümkünse loş , iyi havalandırılmış ve hoş kokulu olması, tavsiye edilir. Meditatif ve enstrümantel müzikler tercih edilir. Telefon,televizyon ve insan gürültüsünden mümkün olduğunca uzak olunması tercih nedenidir.Uzanılacak yer ve giysiler mümkün olduğunca rahat olmalıdır. Uygulama esnasında üzerinizde metal eşyalar, saat, cep telefonu vs taşımamanız önerilir. Uygulayan kişinin de, alıcının da kolları ve bacaklarını çaprazlamaması istenir. Enerjinin rahat akışını azaltacak bu gibi konular daha önceden hatırlatılır. 

Reiki şifası öncesi ve sonrası ellerin yıkanması tavsiye edilir. Şifa öncesi Reiki’den ve alıcıdan izin alınması Reiki etiğinde önemli bir yer tutar. Şifa sonrası uygulayıcı alıcıya teşekkürü ihmal etmez ki bu da Reiki’nin hoş yaklaşımlarındandır. 

Reiki şifası uygulama esnasında enerjiyi alan kadar enerjiye kanal olan kişi için de çok özel bir seanstır. Enerjiye kanal olan kişi, bir başkasına uygulama yaparken kendisinin de bu ulvi enerji ile beslendiğini rahatlıkla hissedebilir. Bir başkasına faydalı olabilme hazzının çok ötesinde olan bu durum kişinin kendine olan sevgi ve saygısını arttırıcı bir rol oynar. 

Vücudumuzdaki toksinlerin atılmasından, bir çok sistemik hastalığın şifasına, zihinsel kalıpların şifasından rahat bir uykuya kadar çok geniş yelpazede fayda sağlayacak olan kendine Reiki uygulaması, kişinin kendine vakit ayırabilmesi gibi çok önemli bir unsuru da mümkün kılar. 

Reiki uygulamasını vücudumuzla, organlarımızla tekrar tanışmak, onları ve sıkıntılarını dinlemek, geldiğimiz yaşa kadar olan çabalarından dolayı belki de onlara teşekkür edebilecek bir imkan olarak görebilmek çok faydalı olacaktır. Bedenimizle barışmak bu sayede mümkündür. Farkındalığımız ve kendimize olan sevgimiz bu şekilde artar.


Önemli not :
 
Reiki modern tıbbın yerini almaz, tıbbi tedavilere ek olarak kullanılır. Modern tıp fiziksel durumla ilgilenir eiki hayat enerjisini şifa ve bağışıklık gücü ile aktivite eder. Doktor değilseniz tıbbi tedavi uygulamamalısınız bu nedenle hastalığın ne olduğu konusunda yorum yapmayın tanı koymaya kalkışmayın ve ilaç tavsiye etmeyin

Reiki Batı Geleneği



Reiki’yi batıya taşıyan Hawayo Takata’dır. Aksi takdirde Reiki’nin, Japonya’dan çıkıp dünyaya açılması çok daha uzun sürerdi. Reiki, onun sayesinde bütün dünyaya yayılmış, şifa veren gücü milyonlarca insana yarar sağlamıştır.

Hawayo Takata, 24 Aralık 1900’de,Havai’de doğdu. İki çocuğu oldu. 1930’da kocası ölünce, çocuklarına bakmak için şeker kamışı tarlasında çalışmaya başladı. Çok zorlu bir işti, bu nedenle beş yıl sonra akciğerlerinde bir rahatsızlık oldu, karın ağrıları başladı ve ruhsal dengesi bozuldu.

O sırada kızkardeşlerinden biri ölünce,ailesini ziyaret etmek ve sağlığı için çare aramak üzere Japonya’ya gitti.

İlk önce normal bir hastaneye gitmesine rağmen, daha sonra farklı bir arayış içine girdi ve yolu,

Dr.Hayashi’nin Reiki kliniğine düştü. Günde iki seans tedavi görerek dört ay içerisinde tamamen iyileşti. Hastanede yapılan testler onaylanmış, iyileştiği için çok mutlu olmuştu. Havai’ye dönünce sağlığını korumak için Reiki öğrenmeye karar verdi. 1936’da Dr.Hayashi’den  ‘Shoden’ öğrendi.

Bir yıl boyunca onun kliniğinde çalışıp Reiki uygulamaları yaptı, sonra da Okuden ‘ aşamasını aldı.1937’de Havai’ye geri döndü. Dr.Hayashi de onunla birlikte geldi, birlikte Havai’yi dolaşarak konferanslar verdiler. Reiki’yi öğrettiler ve uygulamalar yaptılar. 1938’de 21 Şubat’ta Takata, Dr.Hayashi’den , ‘Shinpiden’ aldı.

Hawayo Takata, 11 Aralık 1980’de ölmeden önce 22 Reiki üstadı yetiştirdi. Ölümünden önce, yerini torunu Phyllis Furumoto’ya bıraktı. Furumoto ve bir başka Reiki üstadı olan Dr.Barbara Weber ile bir yıl kadar beraber çalıştı. Ayrıldıktan sonra Furumoto ,” Reiki Alliance”( Reiki Birliği) ni, Dr.Weber de  “The American International Reiki Association” (Uluslararası Amerikan Reiki Derneği)´ni kurdu.

Doğu ve batı geleneklerindeki farklı isim ve uygulamalar, Reiki tekniği ile ilgili olarak ”nedir, ne değildir” sorularını akla getirebilir. Burada yanlış ya da doğru teknik ifadesi konuyu rahat algılayabilmemizi zorlaştıracaktır.

Durum böyle olunca, Dr.Usui’ye bahşedilmiş olan Reiki’yi analiz edecek olursak, Reiki olarak adlandırılan şifa tekniklerinin sınıfını 4 belirgin nitelik belirleyebilir.Bu dört nitelik, aşağıdaki gibi tarif edilebilir:

1. Reiki aktarabilme yeteneği, uyumlanabilmeden kaynaklanır, yani başka çeşit  egzersizler yapmak veya zaman içerisinde bu yeteneği geliştirmek şeklinde olmaz.

2. Bütün Reiki teknikleri bu silsilenin parçasıdır, yani teknik, öğreticiden öğrenciye uyumlama yolu ile geçer, ilk kanal olandan başlar.

3. Reiki’de, kişinin düşünce yoluyla enerjiye yol göstermesi gerekmez, enerji Tanrı katından kaynaklanır. Ne tür bir titreşim veya titreşim bağlantısı gerektiğini, ne yapılması gerektiğini O gösterir.

4. Reiki’nin olumsuz hiçbir yönü yoktur, asla zarar vermez.

Eğer bir şifa tekniğinin bu dört özelliği varsa , işte o, bir Reiki tekniği sayılabilir.

Kaynak: Tüm Yönleri ile Reiki


Walter Lübeck*Frank Arjava Petter*William Lee Rand

Reiki Doğu Geleneği



Reiki, Dr.Mikao Usui tarafından keşfedilip geliştirilmiştir. Usui 15 Ağustos 1865 tarihinde doğmuştur.

Usui, şifacıların şifa vermeden önce enerji depolayıp sonra da boşalmış olarak kalmayacakları bir yol olup olmadığını düşünerek, bilgi peşinde bütün Japonya’yı, Çin’i ve Avrupa’yı dolaştı. Öğrenmeye olan merakı ile tıp, psikoloji, din ve ruhsal gelişim matematik gibi birçok konuda çalışmalar yaptı.

Daha sonra çocukken eğitim görmüş olduğu Kurama Dağı’na döndü.21 gün süre ile dağda inzivaya çekildi.Orada oruç tuttu, dua etti ve meditasyon yaptı.

Mart 1922’de başına büyük ve güçlü bir spiritüel ışık geldi ve bir aydınlanma deneyimi yaşadı. Bu ışık uyumlama halindeki Reiki enerjisiydi. Artık kendi enerjisi tükenmeden başkalarına şifa verebileceğini biliyordu.

Dr. Usui, Reiki’yi önce kendi üzerinde, sonra da aile bireyleri üzerinde uyguladı. Nisan 1922’de Tokyo’ya taşındı ve adı “Usui Reiki Ryoho Gakkai”, ( Usui Reiki ’si İle Şifa Yeri ) olan bir iş kurdu.

Zamanla Reiki eğitimi için 6 aşama geliştirdi. Bizim batıda yaptığımızın tersine numaralandırdı.

İlk aşama 6, en yüksek aşama ise 1 numara idi. (İlk 4 aşama yani 6’dan 3’e , Bayan Takata’nın Reiki 1 olarak öğrettiği yöntemdir dört aşamayı bir dereceye toplamıştır. Bu nedenle kendi birinci derecesi için dört uyumlama vermektedir. Her bir aşama için bir uyumlama.)

İlk dört aşama Shoden ya da ‘Başlangıç Aşaması’ olarak adlandırılıyordu. 5. Aşamanın adı ise Okuden Zenki (İlk Yarı)  ve Okuden Koki (İkinci Yarı) idi. En yüksekaşamaya  Shinpiden  veya ‘Sırların Öğretisi’ deniliyordu.

Usui’nin hiçbir zaman kendisini en yüksek dereceye koymayıp, bunu kendinden sonra geleceklere bırakması da çok anlamlıdır.


Dikkat edilirse, Dr.Mikao Usui’nin  “Master” terimini kullanmadığı ve bu ünvanın Japonya’da da kullanılmadığı anlaşılır.1970’de Shinpiden aşamasını öğretmeye başladığı sıralarda, bu ünvanı kullanan Hawayo Takata’dır.

Dr. Usui öğretmeye ve Tokyo Kliniği’nde şifa uygulamalarına devam etti, ama bütün o huzur ve uyumlu yaşamı,1923’de büyük Kanto depremi ile sarsıldı. 140.000 kişiden fazla kayıp vardı.

Dr.Usui ve öğrencileri, gece gündüz demeden, ulaşabildikleri kadar çok kişiye yardım ettiler.

Usui 1925’de , Tokyo Nakano’da daha büyük bir klinik açtı ve Reiki’yi yaymak için bütün Japonya’yı gezmeye başladı.Deprem nedeniyle çok fazla tedavi talebi vardı. O zaman içerisinde Dr.Usui ikibinden fazla öğrenciye Reiki öğretti ve 16 tane öğretmen yetiştirdi.


Dr.Usui öldükten sonra, Jazaburo Ushida, Usui Reiki Ryoho Gakkai’nin başkanı olmuş, Usui için anıt yapmak üzere öncülük edip, kitabeyi de o yazmıştır.

USUİ REİKİ RYOHO GAKKAİ’NİN BAŞKANLARI

Dr.Mikao Usui

1922 - 1926

Juzaburo  Ushida

1926 - 1935

Kan’ichi  Taketomi

1935 - 1960

Yoshiharu  Watanabe

?    - 1960

Hoichi  Wanami

?    - 1975

Kimiko  Koyama

1975 - 1999

Masayoshi  Kondo

1999 - Bugün

Usui’nin ölümünden sonra batı dünyasının tanıdığı ikinci kuşak büyük üstad Dr.Hayashi’dir.

Ancak Dr.Chujiro Hayashi’nin , Dr.Usuiden Shinpiden derecesini aldıktan sonra, Usui Reiki Ryoho Gakkai’nin hiç bir zaman başkanı olmamış olması bizi şaşırtabilir.


Usui öldükten sonra Dr.Hayashi kendi kliniğini kurmak üzere Gakkai’den ayrılmıştı. Kendi tarzını geliştirerek, çeşitli hastalıklar için özel el tutuş pozisyonları içeren teknikler oluşturdu.

Dr.Hayashi, Reiki’nin batı dünyasında da tanınabilmesinin önemli bir adımı oldu.

Kaynak:Tüm Yönleri ile Reiki


Walter Lübeck*Frank Arjava Petter*William Lee Rand

Reiki'nin Faydaları



Reiki’nin Faydaları Reiki’yi düzenli olarak kullanmanın birçok faydası vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Kronik hastalıklarınızın tedavisinde daha pozitif hissetmenize yardım ederek, tibbi tedavinize destek olur.

Bünyenizin daha güçlü olmasına yardım eder.

Stresli zamanlarınızda sizi rahatlatır ve sakinleştirir.

Korku duygusunu yenmenize yardım eder.

Kafanız karışık olduğunda düşüncelerinizi netleştirmenizi sağlar.

Düşüncelerinizi doğru noktaya yönlendirmenize yardım eder.

Vücudunuzu toksinlerden arınmasına yardım eder.

Duygusal sorunlarınızı çözmenize yardım eder.

Sezgisel yeteneklerinizi ve farkındalığınızı arttırır.

Kötü alışkanlıklarınızdan ve size zarar veren tutumlarınızdan vazgeçmenize yardım eder.

İnsanlarla ilişkilerinizde daha sakin ve daha yapıcı olmanıza yardım eder.

Sanatsal üretkenliğinizi arttırır ve ilham almanızı kolaylaştırır.

Kin, nefret, öfke gibi zarar verici duygulardan sıyrılmanıza yardım eder.

Kendiniz için daha doğru ve iyi olanı bulmanıza yardım eder.

Enerji vererek sizi dinçleştirir.

Psikolojik rahatsızlıklarda, fobilerde ve depresyonda tıbbi tedavinin yanında iyileşme sürecini destekler.

Sevgi ve ilgi duygularınızı artırır ve duygusal ilişkilerinize olumlu katkısı olur.

Uykusuzluk, bitkinlik ve isteksizlik gibi sorunlarınızın çözülmesinde yardımcıdır.

Fiziksel, psikolojik ve zihinsel sorunların çözümlenmesine yardım etmesi ve diğer pozitif etkileri hem iş yaşamında hem duygusal yaşamınızda hem de sosyal ilişkilerinizde sizi destekleyecek ve çok daha mutlu bir insan olmanıza yardım edecektir. Reiki genel olarak yaşam kalitenizi yükselten bir enerji tekniğidir.

Reiki Master Teacher

Güneş Mine Güleş

Reiki Nedir?



Evrende yaşayan tüm canlılar ısı ve enerji yayarlar. Bu enerji, yaşam gücünün kendisidir. 
Yaşam enerjimiz yüce Yaratı'cıdan bize doğumumuzla beraber aktarılmıştır. 
Yaşam gücümüzdür. Reiki binlerce yıllık şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan ve enerji aktarımı ile şifa vermeye dayalı bir enerji tekniğidir. Reiki ; “ Rei ” ve “Ki” olmak üzere iki Japonca kelimeden oluşmaktadır.”
 

 Rei
 :Evren, bizi kuşatan büyük bilgi, 

 Ki
 : Ruh, yüksek güç, içteki ruhsal manevi kimlik, yaşam gücü anlamına gelmektedir. ”Ki” her zaman her yerde ve her şeyin etrafında akan enerjidir. 

Reiki evrensel yaşam enerjisi, yaratıcı tarafından gönderilen pozitif yaşam enerjisidir. Dolayısıyla Reiki binlerce yıllık şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan ve enerji aktarımı ile şifa vermeye dayalı bir tekniktir.

Reiki kendi iç zekası ve kendi iç bilgeliği olan pozitif sevgi dolu, güçlü, etkili, sınırsız ve zamandan bağımsız bir enerjidir. Reiki aynı zamanda aydınlanma demektir. Dünyanın üzerinde ve çevresinde şifa niyeti ile faydalanabileceği sonsuz miktarda Ki enerjisi bulunmaktadır. 

Bu enerji evrensel akıl ve düşünce ile birleşince, en kuvvetli şifa enerjisine erişmiş oluruz, bu da Reiki'dir. Ki bedeni meydana getiren elektrik türünden bir enerjidir ve vücudun sağlık durumunu belirler. Ki yaşayan organizmadan ayrıldığında, can da gider. Ki ayrıca yeryüzünün, gezegenlerin, yıldızların ve göklerin özündeki yaşam gücüdür ve bu enerjiye kaynak olmaları açısından da canlı bedenin Kİ'sini kaçınılmaz olarak etkiler. Canlı olan her şey Kİ'yi barındırır ve yayar, bu da auranın biyomanyetik enerjisidir. 

 Reiki, Reiki uygulayan kişinin ellerinden rahatsızlığı olan kişiye gönderilen, iyileştirici ve şifa verici bir enerjidir. Güvenilir ve tehlikesiz olan Reiki, beden içerisinde var olan enerji akımını düzenler ve bu şekilde organların ve hormon bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar. Bağışıklık sistemini geliştirerek, hastalıkları başladığı andan itibaren tedavi eder, bunu yanı sıra uygulanan kişide pozitif bir ruh hali oluşmasını sağlar. Fiziksel ve ruhsal acıları, stres ve gerginliği geçirerek tedavinin gerçekleşmesini sağlar. Kısaca Reiki, Yaratıcıdan gelen ve her yerde bulunan şifa verici yaşam enerjisini kişiye aktarılmasını sağlar.  

Reiki Yaratıcı tarafından bize gönderildiğine göre o herkesindir ve uyumlanan herkes Reiki'yi kullanabilir. Tüm insanlar eşittir, bu hak ve kabiliyet herkese doğuştan verilmiştir. Ama zaman içinde yaşadıklarımız korkular ve streslerle enerji alanlarımızın biri veya birkaçı kapanmış veya yetersiz çalışmaya başlamıştır. Bu nedenle uyumlanmak enerji kanallarımızdan Evrensel Yaşam Enerjisinin düzenli olarak çalışmasını sağlayacaktır. Uyumlanan kişi bu andan itibaren Ki enerjisini yalnız kendi şifası için almamakta, Ki'nin kaynağına bağlanarak ve kablo gibi bir köprü olarak enerjiyi başka insanlara şifa vermek içinde kullanır.  

Reiki canlı bir bedenden geçerken özellikle bu enerjiye ihtiyaç duyan bölgelere şifa verir. İnsan vücudundaki tüm organlar birbiriyle bağlantılı olarak çalışır, bundan dolayıdır ki Reiki tüm vücuda verilmelidir. Son derece güvenli olan Reiki varlığını bile bilmediğimiz rahatsızlıkları bile tedavi edebilir. Reiki uygulayıcısı sadece bu güçlü enerjiye kanal olmuştur. Uygulayan kişiye uygulanan kişiden kötü enerji geçmesi mümkün değildir. Reiki bir din değildir ve herhangi bir dinle de alakalı değildir. Bu yaşam gücü enerjisi hayatın bizzat kaynağıdır. 

 
Reiki enerjisi evrenseldir ve akmasına izin verildiğinde akar. Akışta tıkanıklık varsa zihinsel, ruhsal ve fiziksel problemler baş gösterir. Reiki tek başına bir tedavi değil, tedaviyi tanımlayıcı bir yöntemdir. Alternatif tıp yöntemi değildir ve tıbbi müdahale yerine geçmez. Tıbbi tedavinin olumsuz yan etkilerini gidererek tedavinin olumlu sonuçlanmasına yardımcı olur. Hastalıklar fiziksel bedene gelmeden önce aura da başlar. İşte bu aşama Reiki hastalığın oluşumunu engeller. Enerji kanallarımızdaki tıkanıklıkları açarak stresi azaltır ve rahatlama sağlar, bu şekilde hastalıkların ortadan kalkmasına yardımcı olur ve iyileşmeyi hızlandırır.

4. Çakra ve Timüs Bezi



4.çakra olarak ta bilinen kalp çakranın Sanskrit ismi, Anahatadır. Ortak adı Kalp çakra olarak anılır. 4. çakra bölgesi Kalp, göğüs altıdır. 

Etkileri ve temel görevleri, Merhamet, aşk, akıl ve beden arasında birliği sağlamaktır. 4. çakrada sorun olduğunda, Yalnızlık, solukluk, kıskançlık, kendini düşünmeme, akciğer sorunları, tansiyon gibi problemler ortaya çıkar. Vücudumuzda Timüs Bezi adlı hormona denk gelir 

Timüs bezinin vücutta ki etkileri ise şöyledir: 
Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyüktür. Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var, Timüs adi verilen. Timüs, uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır. Çünkü Timüs aktive olduğunda, bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik, sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonlarını hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır. 

Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir Macfarlane Burnet, Timüs bezinin aktif hale getirilmesiyle, insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu. Çocuklarda iri olan Timüs, ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri. 

Timüsün sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de t hücrelerini üretiyor olması. t hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük t hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AİDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması t hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor. Timüs göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timüsü uyarmanın üç basit yolu var: timüsü uyarmanın birinci yolu, gülmek. Yani gerçek, içten sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde Timüs bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 

1993 yılında California Üniversitesinde Dr. Paul akman tarafından yapılan araştırmada gülmenin Timüsü ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış. 


Timüsü uyarmanın ikinci yolu iki parmakla timüsün üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak. Timüsü uyarmanın üçüncü yolu ise; dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş. Bu da insanın daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olur.

Sarkaç Kullanımı



Sarkaç birçok farklı amaç için kullanılabilir. Bunlardan bazıları yüksek bilinçle bağlantı kurarak sorularımıza yanıt alma, chakralardaki enerji dengesizliklerini tespit etme, Bir odadaki enerji dengesizliklerini tespit etme, chakraların dönüş yönlerindeki sorunları giderme, chakralardaki enerji dengesizliklerini gidermedir.

Sarkaç konusunda en önemli konulardan biri sarkacın hangi maddeden yapılması gerektiğidir. Bu konuda en iyisi kuvars bir sarkaca sahip olmanızdır. Özellikle enerji çalışmaları için bu çok önemlidir, aksi halde sonuç alma şansınız fazla olmayacaktır. Ancak amacınız sadece yüksek bilinçle bağlantı kurup sorularınızın yanıtlarını almaksa cam bir sarkaç da işinize yarayacaktır. Hatta sadece bu amaçla yüzük gibi bazı nesnelere ip takıp sarkaç haline getirenlerde vardır. Eğer programı doğru yaparsanız bu yöntemde işe yarayabilir.

Sarkacınızı hangi amaçla kullanırsanız kullanın önce onu istediğiniz amaç doğrultusunda programlamalısınız. Yüksek bilinçle bağlantıya geçip sorularınıza yanıt almak için sarkacınızı şu şekilde programlayabilirsiniz. Öncelikle sarkacınızı sol elinize alın, bir süre elinizde ve ona sevgi enerjisi gönderin. Daha sonra sağ elinize alın ve ister içinizden ister sesli olarak ona "Artık yüksek bilincimle bağlantıya geçmen ve sorularıma yanıt vermen için seninle çalışmak istiyorum. Lütfen sorularımın cevabı hayır ise düz bir çizgi halinde hareket et" deyin. Bu sırada sarkacınıza bakın ve onun hareket etmesini bekleyin. Ancak onu yönlendirmemeye çalışın. İlk başta talimatlarınıza uymayabilir, hareketsiz kalabilir ancak bir süre sonra yavaş yavaş hareket etmeye başlayacak ve hareketi gittikçe hızlanacaktır. Eğer hareket etmiyorsa içinizden aynı şeyleri bir kaç kere daha tekrarlayın ve gerekirse siz onu düz bir çizgi şeklinde hareket ettirin ve bu hareket hayır anlamına geliyor deyin. İstediğiniz etkiyi elde ettikten sonra bu seferde bundan sonra bana cevabın evet ise daire şeklinde dön deyin ve aynı işlemi bu hareket içinde yapın.

Sarkacınızı ne kadar çok kullanırsanız aranızdaki bağ güçlenecek ve yüksek benliğinizden yanıt almanız o kadar kolay olacaktır. Ancak sarkacı kesinlikle başka bir amaç için kullanmayın. Ona kimsenin dokunmasına izin vermeyin. Özellikle kuvars bir sarkacınız varsa onu da zaman zaman kristal arıtır gibi arıtın. Onu özel bir yere koyun ve elinize aldığınız zaman sevgi enerjisi göndermeyi ihmal etmeyin.
Sarkacınızı kullanırken önce içinizden sorunuzu sorun ve düşüncelerinizle onu yönlendirmeyin. Eğer cevabın ne olmasını istediğinizi düşünürseniz sarkacı etkilersiniz ve size istediğiniz cevabı verir. Burada en önemli nokta dikkatinizi ona vermemeniz ve sorunuzu sorduktan sonra beyninizi boşaltmaya çalışmanızdır. Sarkacınızı kendi düşüncelerinizle etkilemekten kaçının. Sarkacınızı ne kadar sık kullanırsanız o kadar kesin cevaplar alabilirsiniz. Sarkacınıza artık istediğiniz her soruyu sorabilir ve yanıtlar alabilirsiniz. Unutmayın yanıtı veren sarkacın kendisi değil, sadece yüksek beliğiniz ve sarkacınız yanıtı anlamanız için size elçilik yapıyor.