11 Eylül 2013 Çarşamba

Kendi Kendine Şifa Vermek





Her gün taze enerjiye ihtiyacımız vardır. Özellikle yaşamın algı kapılarımızı büyük bir karmaşa ile zorladığı zamanımızda, dengemizi korumayı ihmal etmememiz gerekir. Kendimizi şifalandırmak zor değildir. Önce evrensel enerjiye bağlanmamız gerekir. Bunun için pek çok metot bulunmaktadır. Aşağıda bunlardan birini sunmaktayız:

İlk uygulama ellerin aktive edilmesidir. Bu, evrenden gelen şifa enerjisini almamız ve kanal olmamız için açılım sağlar. Bu adım, değişim yolculuğumuzu başlatan bir katalizördür. Bu suretle yeni frekansları taşımaya ve kendimizde barındırmaya başlarız.

Ellerinizi serbestçe iki yana sarkıtın. Kalan her hangi bir gerginliği gidermek için silkeleyin. Ellerinizi hareket ettirmeden aldığı biçime bakın. Parmaklarınız birbirine değmeden hafifçe kıvrılmış durumdadır. İşte bu ellerinizin normal anatomik pozisyonudur.

Rahat bir yerde, en rahat biçimde oturuyor veya yarı uzanmış veya yatıyoruz. Ellerimizi normal anatomik pozisyonunu bozmadan karşı karşıya getirdik. Bağlantı enerjisi derhal hissedilir. Enerji iki el arasında gider gelir, yoğunlaşır, yavaş yavaş dirseklerimize kadar sarar, ellerin içinde de hissedilir. Ellerimizi yavaşça birbirinden uzaklaştırınca enerji de uzar, esner. Enerji sonra tüm bedeni gezmeye başlar, baş ve kalp bölgemizde hissedilir. Bu süreç, şifa enerjilerini hissetmemize yarayan bir algı yeteneğini harekete geçirir.

Bu enerjinin bıraktığı his herkeste başka olabilir: Karıncalanma, sıcak, soğuk, itme, çekme hissi vs. Bir kere hissettikten sonra kişide algı yeteneği açılır ve ilgisini her odakladığında bu enerjiyi hisseder. Çünkü bu frekansları taşımak ve barındırmak üzere değişim başlamıştır. Enerjiyi hissetmek o enerji ile titreşmektir.

Ellerinizi normal anatomik pozisyonda tutun. Avuçlarınız 30 cm uzaklıkta birbirine baksın. Dikkatinizi avuçlarınıza odaklayın, 10-15 saniyede enerjiyi hissedeceksiniz. Avuçlarınızı birbirine bağlayan, çekince uzayan yumuşak bir eterik bağ olduğunu hayal edin.

Dikkatinizi kullanarak bu süreçte ustalaştıktan sonra bu hisse şekil ve içerik vereceğiz. Enerjileri bir ping-pong topu şeklinde hissedin ve gözünüzde canlandırın. Topu yavaşça bir elinizden diğerine atın ve iki el arasında topun çizdiği kavisi hayal eden.

Enerjiyi eterik bir yılan gibi düşünün. Yılan gevşek bir silindir haline getirilmiş spiral bir oyuncak olsun. Yılanı bir ucundan tutup silindiri ileri fırlattığınızda inanılmaz bir şekilde uzayıp uzaklara gidecek, sonra geri gelecektir. Bu egzersizler, enerjiye alışmak ve onu bir parçamız haline getirebilmek içindir. Tüm bunları yaparken acele etmeyin.

Odanızın, göğüs altınıza kadar suyla dolu olduğunu hayal edin. El ve kollarınız normal anatomik pozisyonda iken, onların suyun yüzeyinde yüzmelerine izin verin. Su onları kaldırırken hafiflediklerini hissedin. Su yüzeyinin avuçlarınıza hafifçe dokunuyor. Bu masada yatan hastanızla çalışırken onun enerji alanıyla temas ettiğinizi fark etmenizi sağlar. Hiçbir şey hissetmiyorsanız, fazla çabalıyor veya korkuyorsunuz demektir. Çabalamayın rahat olun.

Şu ana kadar enerjinin bedeninizde bir yerlerde dolaştığı hissine aşina oldunuz. Rahat bir yer bulun; bir yatak, açılan bir koltuk. Bu enerjilere girmekteki amacınızın kendinize şifa vermek olduğunun farkına varın ve bu gerçeği kabul edin.

Şimdi enerji hissinin ellerinizde ortaya çıkmasına izin verin. Giderek güçlendiğine dikkat edin. Zorlamayın, sadece dikkat edin. İzin verin ve gelmesini bekleyin. Dikkatinizi ona odakladığınızda ortaya çıkacak ve yoğunluğu artacaktır. Giderek güçlendikçe daha fazla dikkatinizi çekecektir. Dikkatinizi çektikçe daha da güçlenecektir. Bu bir döngüdür. Hisler güçlendikçe aynı zamanda yayılmaya başladıklarının farkında olun. Bedeninizin başka bölgelerine dikkat edin. Kollarınız gibi. Ve hislerin oralara ulaşmasını bekleyin. Gelecektir. Kısa bir süre sonra bacaklarınızdan yukarı çıkmaya başlayacaktır. Enerji, bedeninizi ele geçirirken daha yüksek bir seviyede titreşmeye başlıyorsunuz. Enerji birazdan öylesine güçlenecek ki, diğer sesleri ve aklınızı dağıtan düşünceleri durdurmaya başlayacak. Giderek yayıldığını hissedin. Sonra kendinizin boşluğa kaymasına izin verin. Düşüncelerinizin arasındaki “boşluk”. Bu boşluğa girerken artık bilinçli düşünce durumunda değilsiniz.

Orada uzanıp, şifa alıyorum, şifa alıyorum, şifa alıyorum diye düşünüyorsanız, bilin ki, şifa almıyorsunuz, şifa almıyorsunuz, şifa almıyorsunuz. Düşüncenizi serbest bırakınız. Birden, hiçbir şeye dikkat edemez duruma gelirsiniz, çünkü boşluktasınızdır. Boşluktan çıkıncaya kadar bunun farkına varmayacaksınız. Sonra aniden -beş dakika, yirmi dakika, bir buçuk saat sonra- gözlerinizi açarsınız. Ya da bu süreci gece yaşıyorsanız, ertesi sabaha kadar çıkmamayı tercih edebilirsiniz. Boşluktan çıkma zamanınız geldiğinde, birden çıktığınızı fark edersiniz. Bu kadar basit.

Sonra onu serbest bırakın. Geri dönmeyin. Uygun şifanın gerçekleştiğini bilin ve yürüyüp gidin. Çünkü, daha fazlası için her geri gelişinizde ilk seferinde hepsini alamadığınız hissini vurguluyorsunuz. Ondan uzaklaşın ve geri dönüp bakmayın. Bu kendi özünüzde şifanın tam ve mükemmel olarak gerçekleştiğini kabul etmek ve bütünlüğü içinde ona izin vermek demektir. Niyetiniz duaydı. Enerji ise iletişimin taşıyıcısı. Onu serbest bırakmanız ve geri dönüp bakmamanız kabul ve teşekkürünüzdür.



Tekrar Bağlantı’ Dr. Eric Pearl - Owo Yayınları 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder